Namaz İnsanı Kötülüklerden Nasıl Engeller?
Namazın kötülüklerden korunmayı kolaylaştırması ise şu şekilde olmaktadır: Kötülüklerden nehyeden gerçekte Yüce Allah olduğu halde, mecaz olarak bu âyette namazın nehyedici olduğu ifade edilmiştir.
Namaz Allah’ı hatırlatıcı pek çok fiil ve söz içermektedir. Bu yönüyle
de Allah’ı hatırlatan bin vâiz gibidir. Zira namaz kılındığı esnada
namaz kılanı Allah’ın razı olmadığı şeylerden nehyetmekte ve onu
Rabbinin razı olacağı fiil ve sözlere alıştırmaktadır. Bu haliyle hem
bir hatırlatıcı hem de bir eğitimci gibidir. Namaz içerisinde
tekrarlanan tekbir, tahmid, tesbih, dua, istiğfarlar ve Allah’ı övme,
kulluğu itiraf, O’ndan yardım, hidayet ve sapıklığa düşmeme talebi gibi
hususları içeren fâtihalar hep Allah’ın rızasını kazanmaya yöneliktir.
Aynı zamanda bu unsurlar namaz kılanı Allah’ın hoşlanmadığı şeyleri terk
etmeye alıştırmaktadır. Bir başka ifadeyle namaz iyi davranışların
tamamını yapmaya, kötü olanlardan da kaçındırmaya yönelik bir ibadet
türü olmaktadır. Bu, fahşâ ve münkerden kaçındırmaktan başka bir şey
değildir.
Bu yoruma göre namazın kötülüklerden nehyedici oluşu Allah’ı ve O’nun
şanına layık davranışları hatırlatmasıyla alakalıdır. Nitekim âyette
geçen “Allah’ı anmak ne büyük şeydir” şeklindeki ifade de bu
yorumu desteklemektedir. Çünkü bu âyetteki “Allah’ı anmak” ifadesi namaz
olarak yorumlanmıştır. Namazla ilgili bir başka âyette “beni hatırlamak
için namaz kıl” (Tâhâ, 20/14) denildiği de dikkate alınırsa namazın bir
zikir ve hatırlatma olduğu, bu yönüyle de kötülüklerden engelleyici
fonksiyonunu icra ettiği söylenebilir.
Kişinin kıldığı namazın kabul olup olmadığını tespit etmek için de
namazın kılan kişiyi fahşâ ve münkerden alıkoyup koymaması bir ölçü
olarak kabul edilmiştir. Nitekim Cafer-i Sâdık’ın şöyle dediği
nakledilmiştir: “Namazının kabul olup olmadığını bilmek isteyen,
namazının kendisini fahşâ ve münkerden engelleyip engellemediğine
baksın. Kişinin namazı, kendisini bu gibi durumlardan engellediği ölçüde
kabul olmuştur”.
Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki, namazın namaz kılan insanı bir
anda ya da kısa bir sürede bütün kötülüklerden alıkoyması
beklenmemelidir. Bu bir süreç ve eğitim meselesidir. Çünkü insanlara
olumlu türden belli davranışları kazandırmak, olumsuz davranışlarını da
terk ettirmek belli bir eğitim süreci içerisinde olabilmektedir. Bu
süreç bazı insanlar için kısa sürse de bazı insanlar için uzun zaman
alabilmektedir. Bu sebeple namazlar günün belli vakitlerine
serpiştirilmiştir. Namazların beş vakit olmasında ve günün stratejik
zamanlarına yerleştirilmiş olmasınad elbette değişik hikmetler
bulunmaktadır. Bu hikmetlerin başında insanın değişik psikolojik
durumlarda olduğu anlarda ona Allah’ı ve O’nun razı olacağı davranışları
hatırlatma gelmektedir.
Hz. Peygamber de namazın insana olumlu davranışları kazandırmasının ve
onu olumsuzluklardan korumasının zaman alacağını düşünmüştür.
Nakledildiğine göre Hz. Peygamber’e bir adam gelip “Falanca gece namaz
kılıyor fakat gündüz hırsızlık yapıyor” demiş, bunun üzerine Hz.
Peygamber şöyle buyurmuştur: “Söylediği onu (o kötü fiilden)
engelleyecektir” (Ahmed B. Hanbel, Müsned, Mısır ts., II, 447; İbn
Hibban, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim, Sahih, Beyrut 1993, VI, 300).
Allah’a emanet olun!
kahraman@cumhuriyet.edu.tr
Henüz kayıtlı yorum yoktur ....