Salih CENGİZ

Ressam

Salih CENGİZ
Salih CENGİZ

Ressam Salih Cengiz Kimdir? Bizi biraz bilgilendirir misiniz? 1957 yılında Bayburt-Şingah mahallesinde doğdum. ilk ve ortaokulu Bayburt'ta okuduktan sonra,rahmetli babamın (Fırıncı Recep Cengiz) beni okutmayacağını anlayınca,içimde yanan resim sevdası ile İstanbul'a giderek Basın dünyasının o zamanki kalbi olan Babıali de çizgi roman işinde çalışmaya başladım

Akademik bir eğitim almama rağmen; ustalarımında katkılarıyla, tabela-kapak ve duvar resimleri,karikatür,grafikerlik,sahne dekoru gibi resim sanatının farklı dallarında kendimi geliştirip; ilk kişisel sergimi açtığım 1987 yılına kadar birçok karma sergiye katıldım.30 yıl istanbulda,2.5 yıl Çanakkalede,1 yılda Ankarada yaşadıktan sonra,son 3 yıldır Yalovada serbest ressam olarak çalışıyor ve bu aralar ağırlıklı olarak duvar ve elektrik trafolarına resimler yapıyorum.

Resim yapmaya ne zaman başladınız?

Klasik bir cevap olacak ama daha ilkokula başlamadan önce evimizin duvarlarına kömürle resimler yapar

Rahmetli annemden dayak yerdim.Profesyonel olarak çalışmaya başladığımda ise

15 yaşımdaydım henüz

Sanat hayatınızda sizi bu alana sevk etmek adına en çok etkileyen ressam ya da sanatçı kim olmuştur?

Rahmetli amcam (Lütfü Cengiz) çok güzel resim yapardı,bendeki yeteneği farkedince çok teşvik edici olmuştu, o zamanlar Salvador Dali ve Aivazovsky den çok etkilenmiştim hatta onlara öykünerek tarzlarını taklit ederdim hep.

Atölye çalışmalarınızı Yalovada sürdürüyorsunuz. Atölyenizin Yalovada olmasının özel bir anlamı var mı?

Yalova çok şirin ve sakin bir yer, Büyük kent kaçkını olduğum için ve İstanbula yakın olduğu için burada yaşamak ve çalışmak bana keyif veriyor.hep burada kalırmıyım bilemiyorum tabi.

Atölye bir sanatçı için nasıl bir yerdir? Özellikle ressam için Atölye özel bir anlam taşır mı?

Atölyeler; genellikle dağınık mekanlar olsada, sanatçının en önemli yaşam alanıdır. Doğal ışıklandırması iyi olan,mümkün olduğunca gözden uzak, geniş ve havadar yerler tercih edilir.Birde çalışırken müzik dinlemeyi sever sanatçılar.

Şimdiye kadar birçok kişisel ve karma sergileriniz oldu. Sizin için mutlaka her serginiz ayrı bir güzelliktir hepsi sizi ifade eder ama bu başka diyebileceğiniz bu gerçekten beni anlatıyor diyebileceğiniz serginiz hangisi olmuştur?

Evet 13 kişisel sergi açıp, 18 karma sergiye katıldım.bunlar içinde benim için en önemlisi, Kültür bakanlığı himayelerinde Ayasofya Müzesinde açtığım “Tuvaldeki Mozaikler” sergisiydi,bu sergi daha sonra Müzeler haftası kapsamında Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde tekrar edilip,bakanlıkça başarı plaketiyle onurlandırıldı.

Mozaik tarzı yağlı boya çalışmalarınız var. Oldukçada zor bir çalışma. Bu çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında bu projeyi 1995 yılında düşünmüş, ancak o zamanki mozaikler genellikle dini konular içerdiği için çekimser kalmıştım,daha sonraki yıllarda Gaziantep Zeugma ve Antakya yöresinde çıkarılan mozaiklerin Mitolojik motiflerde olması benim bu seriyi yapma hevesimi yeniledi. Evet zor oldu açıkçası dönemin mozaik sanatçılarının minicik renkli taşlarla yaptığı meşakkatli çalışmayı ben yağlı boya ile yaptım. Her tablo ortalama bir ayda ortaya çıktı.

Sizi bir konser izlemek için bile Bayburt yollarına düşecek kadar, Bayburt Sevdalısı olarak tanıyoruz. Bayburt sizin için ne ifade ediyor?

Kısaca her şey! Ben Bayburt'tan çıkalı tam 35 yıl oldu ama ben kendimi her zaman oraya ait hissettim.Yılda en az 1 kere memleketimi ziyaret ettim,çok değerli Akademisyen ressamlarımızın olmasına rağmen Bayburt'taki ilk profesyonel resim sergisini açmak naçizane bana nasip oldu (3.Dede Korkut şenlikleri-1997) ayrıca en fazla sergiyi açmakta yine bana nasip oldu. (3 kişisel 3 karma)

 Sizinle iletişim kurmak isteyenler size nasıl ulaşabilirler?

Kişisel web sitem www.salihcengiz.com a girerek “İletim sayfası” ndan ulaşabilirler.

Son olarak Bayburtlulara, Bayburtlu gençlere neler söylemek istersiniz?

Bayburt'umuzda çok büyük bir SANAT potansiyeli olduğu bilinen bir gerçektir. Sanata eğilimli gençlerin teşvik edilmesi gerek. Tek sitemim,son zamanlarda SANATÇI kavramının yozlaştırılması sonucu hemşerilerimizin Şarkıcı ve Türkücülerin dışındaki sanatçıları izlememesi.Sergilerimde “Aaa Bayburtlu ressamımızda varmış” diye hayret etmeleri açıkçası gücüme gidiyor,oysa bendeniz Bayburtlu ressamlar arasında en son sayılması gereken alaylı bir ressamım. Başta ülkemiz sanatında önemli bir Ekol olan, değerli üstadımız Profesör Hüsamettin Koçan olmak üzere Hanefi Yeter,Tekin Koçan, Murteza Fidan,Zafer Mintaş,Ahmet Çağıldak gibi isimlerini sayabileceğimiz en az 30 ressam,grafiker- seramik,ebru ve hat sanatçısı var. Sanırım bu isimleri tanıtmakta yerel basına ve Bayburt sitelerine düşer.

Tüm Bayburtlu hemşerilerime selam ve saygılar sunarım.