Şair Hicrani
Hicrani 1908 yilinda Bayburt'un Çamlikoz (Ahpunus) köyünde dogmustur. Babasinin adi Ilyas, annesinin adi Feruze'dir. Dogdugu Çamlikoz köyü sakinlerinden Mustak kizi safiye ile on sekiz yasinda iken evlenmis.
Dört kiz, üç erkek çocugu olmustur. Üç kizi ile Safiyeyi 1943 yilinda kaybetmistir. Daha sonar eski esinin kiz kardesi Havva ile evlenerek 1956 yilinda Bayburt'a gelip Önce Veysel Mahallesi'ne, daha sonrada Tuczuzade Mahallesi'ne yerlesmistir.
Soyadi Tastan olan Hicrani yeni esinden olan alti çocugu ile hayatinin sonuna kadar yokluklar içinde mücadele etmistir. Astim hastaligindan muzdarip olan Hicrani 1979 yilinda vefat etmistir Hicrani'nin siirlerini okudugumuzda onun güçlü bir sair oldugunu görürüz, özellikle tasavvuf konularini kapsayan siirleri daha da basarilidir. 1921 yilindan itibaren siir yazmaya baslayan Hicrani siirlerinde bütün edebi sanatlari denemistir. Vecd hali gelerek siirlerini yazan Hicrani'nin ilk siiri söyledir
Seherde baş eğmiş biçare bülbül
Ne lisan döker güle göresen.
Şadolur bülbüller açınca sünbül
Sünbül eş olur mu güle göresin...
Nerden aldın bülbül ah-u sedayı
gülde mi görersin meşk-ı gıdayı
Kaç esmada buldun ilm-i Hüdayı
Okuyup kuş dili bili göresen...
Nazar kılsa kul-a rah'a bağlatır
Ciğerlerin ateşlere dağlatır
Bülbül seni güllermi ağlatır
Hak seni güldüre güle göresen...
Aşık maşuğunu görür seherde
Şirindir arada bulunan perde
Can çıkar cesetten ten kalır yerde
Hayatta ölüm var öle göresen...
Dünyada bulunur ahiret yolu
Şüphesiz bulacak arayan kulu
Boş değil alem, var ile dolu
Hak seni doldura dola göresen...
HİCRANİ aşk ile oldu mu şadan
Dalgalar taşarmış derin deryadan
Gece karanlıkta bütün eşyadan
Yar sesi içerden gele göresen...
Eyvah
Bülbül öter seher vakti gül için
Gül seherde açmış duymadım eyvah
Bir bağ bezettirdim gül sümbül için
Gülün vakti geçmiş duymadım eyvah
Dedim bağban bu bağların barı var
Dedi bülbüllerin ah u zarı var
Dedim ki dağların taze karı var
Dedi ki kar düşmüş duymadım eyvah
Dedim bağban bülbül güle ağlaştı
Dedi güneş buhar burcundan aştı
Dedim yaz mı gitti güz mü yanaştı
Güze gazel düşmüş duymadım eyvah
Dedim dilber güzellendin yüceldin
Dedi ki bir deste gönlümü çaldın
Dedim devrin dönmüş ne tez kocaldın
Dedi ömrüm geçmiş duymadım eyvah
Dedim işte geldi vakit Hicrani
Dedi geçti menekşenin harmanı
Dedim hani bu bağların bağbanı
Dedi bağban göçmüş duymadım eyvah