Mustafa AHISKALIOĞLU
Besteci
1940 Yılında Bayburt’ ta Cami Kebir Mah. Zafer Yokuşu (Kaya Mah.), 19 numaralı meşhur büyük babam Kav Hasan’a ait evde dünyaya geldim. Rahmetli babam Bayburt’un eski kunduracılarından Hacı Ahmet’tir.
Babam dede evinden ayrılıp, Şeyh Hayran Mah. Saray Bahçesine cephe bir eve kiralık olarak taşındı. Ben gözümü bu evde açtım. Evimiz anneannemlere yakındı. 1949 yılına kadar burada oturdum. İlk öğretimime burada başladım, Cumhuriyet İlk Okulunda hocamız Ülkü Güney’in amcası Rahmetli Celal Güneydi. Birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar Celal Hocamda okudum. Son sınıfa giderken tekrar Kaya Mah. Dede evimize taşındık. Ben okulu bitirir bitirmez Aşk kaleye nakleden ana dedemlerin yanına gittim. Çok okumak istememe rağmen, çok zeki olmama rağmen maddi imkansızlıklar beni Aşk kalede marangoz olan dayımların yanında çalışmaya sevk etmiştir.
1953-54 Bayburt’a döndüm. Evimizin içinde marangoz tezgahı kurup günün şartlarına göre imalat yaptım. Daha sonra gece kondu varı bir dükkan kurdum. Esprili olarak tarif edersem Ulu caminin arkasında Şehit Osman’ın eteğinde şu anda yerinde elektrik trafosu var, burada küçük bir dükkan açtım, çalışmaya başladım, ailemin geçimini buradan sağlamaya başladım. 1950-54 yılları arası çıraklık döneminde Aşkale de Dayım Yusuf Öksüzer marangozluğu yanı sıra saz meraklısı idi. Kendi sazını kendi yapardı ve amatörce çalardı. Bende ki saz merakı da burada başladı. Dayımdan ve Aşık Ceyrani’den bir şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Bayburt’a döndükten sonra bende kendi sazımı yaptım. Lakin ne akort yapmayı biliyordum nede perde ayarı yapmayı biliyordum. Bu ihtiyacımı da Rahmetli Yusuf Kırıcı’ya giderek öğreniyordum. Yusuf Kırıcı ayrıca bana iyi saz çalmayı da teknik bilgileri de öğretiyordu. Çok yetenekli olduğum için kısa bir sürede iyi saz çalmayı öğrenmiştim. Bir yandan icrayı sanat bir yandan da saz öğrenme hevesi derken
1954 yılında 14 yaşımda Bayburt’un kurtuluş yılında Yusuf Kırıcı’nın beni saz ekibine almasıyla ilk sahneye Bayburtlu hemşerilerimizin önüne çıktım. Böylece Bayburt saz ekibine girmiş oldum. Bu o zamanlar benim yaşta ki bir çocuk için büyük bir onurdu. Çünkü saz ekibinde çok değerli isimler var bunlar Yusuf Kırıcı, Recep Kırıcı, Abdurrahman Kayserili, Remzi Çavuldak, Zakir Peksert, Aziz Aykurt, Osman Çarpatan, İlhami Şimşek, Ramiz Koç, Nail Türk, Nevzat Vardar, Haydar Kol, Ekrem Kutlu, Asim Kutur, Kılarnet Abdullah Ahıskalıoğlu ve Darbuka Şemsettin Ahıskalıoğlu ve şuan ismini unuttuğum diğer arkadaşlarım… 1957 12 Mart Erzurum Gecesinde Yusuf Kırıcı ve Binali Selman ekibi ile sahne aldık ve o gece Erzurum’da Türkiye’nin bir çok ilinden gelen saz ekiplerini sollayarak gecenin birincisi seçildik. Bende ki merak folklör araştırmalarına kadar gitti. Her yıl Bayburt folklörüne bir eser çıkararak katkıda bulundum. Bir çok mezara gömülmüş eski türküyü buldum çıkardım bunda da folklör yanı ağır basan annemin katkısı çok olmuştur. Bazı anlattığı hikayeleri de Türkü yaptım. Her yıl Bayburt’un kurtuluş gecesi için saz grubumuz 1 ay aralıksız çalışırdı. Ekibimiz TRT’yi aratmıyordu. Yöneticilerimiz Orhan Dursunoğlu daha sonraları Fahri Yımaztürk ve Yaşar Aker’di. Sesleriyle folklör bilgileriyle bu insanlar dört dörtlüktü. Benim Bayburt folklörüne katkılarımın canlı şahidi Yaşar Aker ve Fahri Yılmaztürk’dür. 1962 de ilk eserim Mendilinde Kar Getir Oy Anam Güzeller’i TRT İstanbul radyosuna verdim. 1963 de Erzurum’da bir otel odasında Kara Basma İz Olur’u besteledim ve TRT’ye verdim bu türküm 45 senedir bütün Türkiyenin dilinde. Her yıl Erzurum’a ekip olarak gidip bant yapardık. Kurtuluş gecelerinde bunlar Radyodan yayınlanırdı. Bu meyan da Bayburt folklörüne katkılarım eserlerim halkımızla bütünleşti. Ama ben unutuldum. 1978 de İstanbul’ naklimden sonra aradan yılar geçti, bir de baktım ki Kültür Bakanlığının yayınladığı Bayburt folklörü ile ilgili kitapta ben ölmeden benim derlemelerime geriden gelen gençler sahip çıkmışlar, ben ölmeden mirasıma konmuşlar. Bu arkadaşları da yakından tanıyorum, kendilerine küskün değil ama gönlüm kırıldı. Bende muhafız olan ve bilinmeyen ve Bayburt’ta bilinen eserlerimi İstanbul TRT sanatçısı Erol Bingöl’e notalattırdım. Tümünü kasete aldım. Bunları Ankara radyosuna gönderdim. Bazıları kuruldan geçti bazıları geçmedi. Bu eserlerimin hepsini MESAMA kaydettirdim. Bazı eserlerim daha var bu 25 eserimin hayrını görmediğim için diğerlerini gün ışığına çıkarma gereğini duymadım çünkü kadrini kıymetini bilen yok, kör ölünce badem gözlü olur derler ya belki de ben ölünce ben ve eserlerim kıymetlenecek. Şuan da mesleğim olan marangozculuğa İstanbul / Şirinevler de devam ediyorum. Evli ve 3 çocuk babasıyım ayrıca 3 torun dedesiyim. Ben bir BAYBURT sevdalısıyım.
Sorularımıza geçelim…
• Yusuf Kırcı tarafından sahneyle ilk tanıştırıldığınız da neler hissetiniz? O günleri bize anlatır mısınız?
Yusuf Kırıcı, Dayım Yusuf Öksüzer’in çocukluk arkadaşı idi.Dayılarım Bayburt’tan, Aşkale’ye-1949 da naklettiler.Kırıcıyı çocuk yaştan beri tanırdım.Oda beni tanırdı.Bayburt’tun Kurtuluş gecelerine, şenliklerine her sene bir ay önceden çalışmalar başlatılırdı.1954-55 yılları idi Ocak ayının 20 siydi Yusuf ağabeyim dükkanımın önünden geçerken, bana şifahen; akşam sazını al Belediyeye gel dedi.Tabi ki bende bir sevinç, bir heves oluştu. Bende o sevinç ve hevesle akşam Bayburt saz ekibine katıldım.Bir aylık sahne çalışmalarının neticesinde Bayburt Kurtuluş gecesinde sahne ile tanışmış oldum.O güne kadar kendi yaptığım sazımın perde düzenlemesi ve akordu Yusuf ağabeyim tarafından yapılırdı.O gece çok güzeldi bende apayrı duygular uyandırdı.Kendisini Rahmetle anıyorum. O dönemler Bayburt Halkı Sanatsal ve Kültürel faaliyetlere çok önem verirdi.Bayburt’un kurtuluş gecelerinin yeri apayrı idi.
• Eserleriniz TRT İstanbul Radyosunda yayınlandı. Bu sizin için büyük bir başarı olsa gerek o dönemlerde. Bize biraz anlatır mısınız ?
1962 Yılında askerden döndükten sonra” Mendilinde kar getir” isimli Türkümü İstanbul Radyosuna vermek için Bayburt’tan kalkıp İstanbullun yolunu tuttum.Üniversitede okuyan arkadaşım vardı onu da aldım beraber radyoya gittik ikimizde heyecanlıydık o zamanlar yaş 22 bayağı heyecanlıydım. Eserimi çalıp söyledim o zamanki kurul hocaları bayağı beğendi türküyü, eseri kabul ettiler, bende Bayburta geri döndüm.O dönemlerde televizyon yok bütün Türkiye Radyo dinliyor, benim saz arkadaşlarımın,ağabeylerimin türküleri çıkardı hele birde sunucu anons da isimlerini ve Bayburt türküsü dediler mi büyük mutluluk duyardım.Eserimi verdikten sonra beklemeye başladım radyoda kulağım acaba ne zaman söylenir, ismim söylenir mi,Bayburt ismi söylenir mi diye heyecan vardı.Bizlerin maksadı Bayburt’umuzun namı yürüsün.O kadar ilin arasında ilçe olan Bayburt’umuzun Türkülerinin sıkça TRT’de çalınması büyük başarıydı.Tabi bunda büyüklerimizin ve bizlerin büyük emeği vardı.Çok kısa bir süre sonra Yurttan sesler Programı vardı TRT’nin sunucusu anonsu yaptı;Şimdi Mustafa AHISALI’ dan alınan bir Bayburt Türküsü dinleyeceksiniz.MENDİLİNDE KAR GETİR OY ANAM GÜZELLER benim türkü okunduğu zaman koltuklarım kabardı ve çok mutlu oldum.O dönemler telif hakkı yoktu benim ücretim ismimin ve Bayburt isminin söylenmesiydi.Hele birde beni tanıyanlar gelip Mustafa senin türküyü dinledik dediler mi daha da mutlu olurdum.Bu türküm 1987 yıllarına kadar Yurttan sesler programında sıkça söylendi. Mendilinde kar getirden den hemen sonra KARABASMA İZ OLUR’ u verdim karabasma zaten türkiyede patladı.Ben bu kadar tutulacağını tahmin etmedim.Benim ismim artık TRT’ de sıkça söyleniyordu.Diğer saz arkadaşlarımın da.Bende emeği olan değerli arkadaşım Apdurrahman Kayserilinin TRT’ de eseri yoktu İstanbul’a gittim kendi eserim olan ARPALAR ORAK OLDU eserimi onun adına radyoya verdim.Maksadım Bayburt folkloruna büyük emeği geçmiş arkadaşımın da isminin söylenmesi idi fakat eseri TRT’ kabul etmedi nakaratı olmadığı için. Bayburta döndüm kendisi hayattadır Avukat Yaşar Aker ağabeyim hocamla birlikte nakaratını yazdık ve tekrar radyoya sundum Apdurrahman Kayserili adına kabul ettiler.Yani şimdiki gibi bencillik yoktu, birlik beraberlik vardı kimse kimsenin eserini çalmazdı.Kim bir eser yapmışsa ekip olarak hep beraber söylerdik, eseri kim getirmişse artık o eser onundu kimse çıkıp bu benim demezdi.Zaten türküler bizim ekibimizden bütün civara yayılırdı.Notermiş, şuymuş, buymuş böyle şeyler yoktu.
• Sizin için yeri ayrıdır dediğiniz eseriniz hangisi?
Eserlerimin hepside birbirinden farksız.Güzel al giyinmiş çok güzel. Benim sesimden değilde iyi yorumlayan ağızdan söylenirse tutulacağını tahmin ediyorum, ben ses sanatkarı değilim.Eserleri Sanatçılara vere bilmem için 25 eseri stüdyoda 6 saatte demo olarak hazırladık.Sanatçıları bekliyor.Küp Dibinde Pastırma Mavilim de güzel, Muhsin Bayburtlu (Karaer)kardeşim çok güzel yorumladı son kasetinde mevcut.Bu eserimi 1964-65 de TRT’ye sunmuştum kabul etmemişlerdi, daha doğrusu Tiliko,Koçları vurdum dereye, Kuşburnunun kurusu tarinnam, Attım sandalyeyi otur sevdalım,Çimenli bahçede bulgur eliyor,Çalı koydum ocağa,Bir taş attım çegile, Bir serçe vurdum uçtu, o yıllar TRT’nin kapısından hep geri dönmüştür.Beste olarak kabul ediyorlardı almıyorlardı.Bu eserleri Erzurum radyosunda Bayburt gecelerinde çalıp söylerdim. Daha sonraki yıllarda da bu eserleri sundum yine kabul görmedi. Erzurum Radyosu banda(kaset)almıştı hala radyoda mıdır bilemiyorum. Kara basma iz oluru daha önce başka sözlerle 2 defa verdim kabul etmediler beste diye, sonradan kara basmanın sözlerini otelde yazdım kabul ettirdim.2-3 yıl önce Küp dibinde pastırma mavilim,Koçları vurdum dereye,Güzel al giyinmiş ve Kuşburnu derde derman isimli eserlerim TRT repertuarına girdi. Oy nidemi severim. Bir arkadaş toplantısında 1970li yılarda 10 dakika içinde bestelemiştim.Muhsin Bayburtlu ilk kasetine koymuştu fakat ben ortalarda olmadığım için Bayburt’taki arkadaşlar eserlerimi paylaşmış kasette onların ismi geçmekte.Biz ortada yokuz eserler ortada kalmış, yemeyenin malını yerler misali bizden sonra yetişen kardeşlerimiz kendi aralarında benim ve diğer arkadaşlarımın eserlerini paylaşmışlar.Onlara da kızmıyorum biz ğeçim derdinden bir türlü fırsat bulup ta ilgilenemedik.Mendilinde kar getir yılarca TRT’de çalındı.Türkiye Gazetesinin verdiği Bayburt Türküleri sidisinde zannedersem Orhan Hakalmaz tarafından söyleniyor.Bu türküm ilk göz ağrım.Al Yeşil Giyinmiş Sunalar, bizim göllere konalar. isimli türküm çok güzel Orhan Hakalmaz bu türküyü söylerse çok tutulacaktır.
• Beğenerek dinlediğiniz sanatçı kimdir?
Bizim zamanımızda Nezehat Bayram, Muzaffer Akgün daha sonraları Bediha Akartürk ve daha sonra Turan Engin,Ahmet Sezgin,Belkıs Akkale,Nuri Sesigüzel,Mustafa Geceyatmaz,Arif Meşur, Yıldıray Çınar ve Şakir Öner Gülhan’ ı beğenirdim.Şimdi ise İbrahim Tatlısesi ve Orhan Hakalmazı beğeniyorum, işin gerçeğide şu ki İbrahim Tatlıses gibi bir ses gelmedi bundan sonrada gelmez. Türk sanat müziğinde Müzzeyen senar, Zeki Müren, Yaşar Özer, Mustafa Sağyaşarı, beğeniyorum. Hafif müzikte Cem Karaca ve Barışmanço’ yu beğenirdim.
• Bayburt gecelerinde neden sizi göremiyoruz, tepkiniz mi var talep mi yok?
Bayburt gecelerini düzenleyenler ya bizden haberleri yok ya da demode olduğumu düşünüyorlar.Benim kimseye bir tepkim yok.Biraz gönlüm kırk.Onlarında zaten böyle bir talebi yok.Ön koltuklar hep dolu bize kolay kolay sıra gelmez.Düşünsenize Bayburt düğünlerinde derneklerinde, gecelerde sizin bazı türküleriniz çalınıyor, sizin türkülerinizle bazı folklor oyunları oynanıyor,sizin gibi 3-5 kişi kalmış büyük hizmet eden, örnek verirsem, Avukat Yaşar Aker,Fahri Yılmaztürk, Osman Çarpatan. Hepsine de buradan saygılarımı sunuyor ellerinden öpüyorum.Hiç biri yok.Bir bakmışsınız ki ön saflar türküyle,folklorla işi olmayan konu mankenleriyle dolu.Bu organizelere emeği geçenleri, Bayburt’a hizmet edenleri ayrı tutuyorum.Biz gençliğimizde gecelere doyduk, demek ki gecelerde bize doymuş.Bunun bilincinde olabilirler ama şimdiki yetkililer nereden bile bilirler ki benim İstanbul’daki Vakfın inşaatı için Bayburt’ta birçok geceler düzenlediğimi,gecemi gündüzüme kattığımı.Bayburt ile yatıp Bayburt ile kalktığımı, Bayburt türküleri için folkloru için yaptığım kavgaları, nerden bilebilirler.Aslında bilende çokta onlarda kenarda köşede sesleri çıkmıyor. Öyle hale geldikti bırakın gecelere çağrılmayı bu türküler senin nerden oluyor diyen, altına koltuk verilmiş Paşazadeler bile çıktı.Daha doğrusu sonradan makam mevki görmeler çıktı.Ben aslında yetkili mercilerin hepsine yakınım ama beni görmezler,gömemezlikten gelirler. Devir olanı görme devridir.Bu devirde olmayanı kimse görmez, görmek istemez. “ Var iken herkes görür, sen görmesin gerçeği. Yok iken kimse görmez, sen görürsün gerçeği.”kendime ait bir söz. Yani işin özü bu. Benim sadece kırgınlığım aranıp sorulmamak.Gerçek emekçilerin unutulması. Birde esprisini yapalım bari “en güzel geceler sizlerin olsun” Önemli olan geceye çağrılmak değil, hatırlanmamak sorulmamak beni üzüyor.Benim anladığım Kör Ölünce badem göz olacak.
• Bayburt’ un kültürel ve sanatsal etkinliklerini nasıl buluyorsunuz?
Uzaktan takip ediyorum Şenliklerin hem kültürel hem de ekonomik olarak Bayburt’a katkılar sağladığını, hemşerilerimizi kucaklaştırdığına inanıyorum. Son dönemde değerli hocamız Profesör,Doktor Hüsamettin Koçanın Sanatsal kültürel faaliyetlerini Bayburt’ta taşımaları,okul açmaları gerçekten taktire şayan kendilerini tebrik ediyorum başarılarının devamını diliyorum.Her hemşerimiz hocamız gibi Bayburta yatırım yapsa gelişmesine katkıda bulunsa kısa sürede büyük bir gelişme sağlanır.Yatırım yapan diğer hemşerileri mide canı gönülden kutlarım
• Türkülerimiz yeniden derlenip gerek pop sanatçıları gerekse rock sanatçıları tarafından değiştirilerek söylenmeye başlandı. Bunu ne derece doğru buluyorsunuz?
Bu sorunuzun cevabını geniş olarak İLĞİLİLERE İSYANNAME yazımda, gerek Bayburt net, bayburt69.com, bayburtrehberi.com sitelerinde ve Bayburt69 dergisinde yayınlandı. Bence çok yanlış yapmaktalar bunu yapanlar açıkça hırsızlık yapıyorlar.Bu eserleri yapan insanların emeğine saygısızlık ediyorlar,sözlerini değiştirip bu eserleri kendilerine mal etmeye çalışıyorlar.Aynı şey benimde başımda.Kıskananlar çatlasın.Adam benim eserimle hem şöhret oldu hemde dünyaları reklamdan kasetten melodiden kazandı.Ayıptır,yazıktır,günahtır.AL ÇUHA MAVİ ÇUHA, Fatih Kısaparmak tarafından Elazğa, BİR YANIM ERZİNCAN VERMEM BAYBURTU, vermem Dersimi diye değiştirilmiş kaset yapılmış radyolarda harıl harıl çalıyor.GEYDİM ÇARIKLARIMI sözleri değiştirilmiş kaset yapılmış Radyolarda çalıyor.Cenaze ortada fakat ilgilenen yok ne dernek Başkanları, ilgileniyor nede Avukatlarımız nede diğerleri.Bayburt Kültür Turizm Müdürlüğü eserlerimize sahip çıksın.
Türkülerimize yönelmelerinin sebebi üretimin olmayışı mı?
Üretim nasıl olsun ki artık her şey suni,sevdalar suni, dostluklar suni parayla beste siparişi yapıyorlar her şey paraya dayanıyor.Ne kadar daha günlük eserler yapabilirler ki.Tabiki sınırlı sermayeleri bittikçe mevcut olan eserlere saldırıyorlar türkü kaynağı çok.Duyguları bitmiş,herkes paranın peşinde maneviyat sıfır hal böyle olunca eserlerde istedikleri gibi olmuyor.Olan gine bizim Türkülere oluyor Türküleri katlediyorlar.
• Bir çok eserleriniz var. Bunlardan en önemlisi de “ Kara Basma İz Olur” çok bilindik bir eser. Neden ön planda değilsiniz eser sahibi olarak?
Kara basmanın mucidi olarak hayattayım fakat suçum eseri TRT’ye vermek.Radyoya verince türkü otomatikman anonim oluyor.Müstesna kişilerin hariç(Neşet ERTAŞ ve Aşık Mahsuni v.b.)Bu eserimi TRT’ye vermeden önce noter tastiği yaptırmam lazımmış ki benim diyebileyim.Mesamın bana söylediği bu. 1960larda insanlar yolda yürümeyi bilmiyordu.Nota bilmiyordu Noter bilmiyordu bizim tek gayemiz türkünün TRT’ye kabul olması idi TRT’ye kabul olsa öpüp başımıza koyuyorduk çok zordu.Radyoda ismimizin söylenmesi Bayburt türküsü denmesi bize yetiyordu.Eser TRT’de adıma kayıtlı Mesama kayıt ettirmek istedim almadılar çok popüler eser olduğu için bana şöyle dediler;TRT’yi mahkemeye ver kazan davayı, getir alalım Türküyü. Bana sadece gülmek kaldı ben ALTAYI dava edemedim imkansızlıktan, koskoca TRT’yi nasıl dava edeyim.Ama ne yazık ki bakın mesam benim KARABASMADAN önce radyoya verdiğim MENDİLİNDE KARGETİR Türkümü aldı çünkü o eser popüler değil.Yani her şey çifte standart. Anlayacağınız burası Türkiye,büyük balık küçük balığı her zaman yutma gücüne sahip.24 eserim Mesam’ a kayıtlı bir tek kendiside şöhret olan başkalarını da şöhret eden, şöhretinden bir benim faydalanamadığım kara basmam Mesam’ a kayıtlı değil.
• “ Kara Basma İz Olur” türküsünün müziğini pop şarkıcısı Altay’ın “ Kıskananlar Çatlasın” şarkısıyla seslendirdiğini düşünerek mahkemeye verdiniz. Bu konuyu bize anlatır mısınız?
Altay eseri değiştirip kasete koyduğunda kendisiyle bir avukat dostumuz görüştü.Eserin benim olduğunu kabul ediyor. Bunu televizyonda da TRT-1’de Mehmet Ali Erbil ve Emel Sayının sunduğu Bir başka Gece adlı programda söyledi.Ben kendisinden hiçbir maddi menfaatte bulunmadım.Avukat, Atlay’ ın geleceğini birlikte yemek yiyeceğimizi söyledi.Ben kendisiyle hiç görüşmedim.Görüşürsek diğer eserlerimden belki kendisine veririm düşüncesindeydim. Fakat ne geldi ne gitti ne aradı, daha sonra Doritos Alaturka cipsi reklamına eseri vermiş eser bir sene sürekli reklamlarda kullanıldı Cem Yılmazda sonraları bu reklamda oynadı. Maddi imkanım olmadığı için bir şey yapamadım,davada açamadım. Sonra Milliyet Gazetesi konuyu haber yaptı.Bu haber üzerine bir müzik şirketi benim adıma dava açtı dava 2yıldır sürüyor pekte ümidim kalmadı. Kanal D benimle konuyla ilgili röportaj yaptı Altayla da görüşmüşler orada, eseri benden izin alıp kullandığını söylüyor.Velhasıl kelam Altay işi götürdü biz seyirci kaldık.Her şey maddiyata dayanmakta.
• Bu günün imkan ve olanakları zamanında size sunulmuş olsaydı daha fazla insanlara sesimi duyururdum diye düşünüyor musunuz? ( Medyanın güncelliği ve popüleriterliği gibi )
O günlerle bu günlerin arasında bir fark yoktur.Yani birisi elinizden tutacak destek olacak, birisi elinizden tutmasa siz ağzınızla kuş tutsanız ne yazar.Mesela 25 kadar eserim var bunları tanıtamadığım için diğerlerini ortaya dahi çıkarmıyorum.Eserlerimden sesi diksiyonu güzel sanatçılar okumuş olsalar en az 10 tanesi kara basma kadar olmasa da ona yakın beğeni kazanır.
• Mustafa bey’ in Bayburt halkına ve yönetimine küskünlüğü var mı?
Bayburt halkına nasıl küserim ben onların içinden biriyim.Ben Bayburtta sadece Türkülerden, folklorculuğumdan dolayı tanınmıyorum ben Bayburtun yetiştirdiği dayım Yusuf Öksüzerden sonra en büyük marangozum, sanatkarıyım.Benim ustalığım hala Bayburtta konuşulur, aynı zamanda hem Bayburtta hem İstanbulda bir çok usta yetiştirdim.Sağ olanlarda var ölenlerde var. Bayburt yönetimine gelince küskünlük demeyeyim de kırgınlık var.Belediye Başkanımız Bekir Çetin, yeterince Bayburtu Bayburtluyu tanımamaktadır.Ömrünün çoğu Bayburt dışında geçmiş.Bu vesili ile Başkanımızı yadırgamıyorum, beklentimde yok.Ben Bayburt tan 1978 yılında çıktım 27 yıl olmuş. Beni tanıyanların yüzde 98 de Bayburttan göç etmiş. Yeni yetişen nesil ancak bu kadar tanır ama yanlarında yörelerinde mutlaka iyi tanıyanlarda var.Beni zaten tanıyanlar vefalı insanlar, tanıyıp ta vefasızlar da var tabi ki.
• Emeğinize saygı gösterildiğini düşünüyor musunuz? Bayburt insanı vefalı mı?
Emeğime saygı gösterenler çokta olmasa oluyor ama çoğunlukla Bayburt dışından.Gönül isterdi ki çoğunluk Bayburtlu olsun.Buradan bana desteğini esirgemeyen sesimi duyuran, Sayın Bayburt69 dergisi sahibi Remzi Kırık,Sayın Bayburt net sitesi sahibi Kadir Koç ve siz sayın Mahperi Uçar,sayın Bayburtrehberi sitesi sahibi Muhsin Develi,sayın Bayburt69 sitesi sahibi Timur Güzel sayın Bayburt Çağrı efem radyosu müdürü Mehmet Öksüzer ve sipikerleri, sayın Kürşat Okutmuş ve Mesut Çavdar’a teşekkür ederim.Bayburt insanı vefalımı değil mi yazacağım konuyla okurlarımız karar versin.Bayburttan İstanbula geldim inşaat yaptım develüasyon oldu iflas etim. İflas edince mesleğim maranğozluğa geri döndüm bana iş verenler çoğunlukla Gümüşhaneliler oldu Gümüşhaneli Beyazlar inşaat ve Mutlu inşaata yıllarca iş yaptım Şirinevlerde işini yapmadığım Gümüşhaneli Mütahit azdır.Fakat Bayburtlu hiçbir inşaatçı kapımı çalmadı kırk yabancıya gittiler bana uğramadılar .Bilmem anlata bildimmi.
• Gençlerimize önerileriniz nelerdir?
Bayburtlu gençlerimiz çok okuyup çok çalışsınlar.Bayburt’a ve Bayburtluya hizmet etsinler,kalkındırsınlar,Bayburt tu sevsinler Folklorunu sevsinler. Bazı Bayburt köylerimiz Erzurum Barı oynuyor buda beni üzüyor bizim barımızı bilmiyorlar Bayburttumuzun barlarını öğrenip oynasınlar.
• Sitemizi nasıl buluyorsunuz?
Sitenize ve size teşekkür ediyorum.Yaptığınız hizmeti takdir ediyorum Bayburt halkına hizmet ettiğiniz içinde tebrik ediyorum, bütün hemşerilerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum.